Site Rengi

DOLAR 32,3416
EURO 35,1000
ALTIN 2.310,41
BIST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 22°C
Az Bulutlu
Eskişehir
22°C
Az Bulutlu
Cum 25°C
Cts 26°C
Paz 26°C
Pts 27°C

DP Odunpazarı İlçe Başkanı Özcan’dan Odunpazarı Hakkında Akılalmaz İddiâlar!

15.08.2019
A+
A-

Demokrat Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Hüseyin Özcan, Odunpazarı Belediyesi ile ilgili basın mensuplarına dün bazı açıklamalarda bulunmuştu. Açıklamalarında Kazım Kurt’a bazı sorular yönelttiklerini ve bu sorulardan bazılarını cevapladıklarını, bazılarını cevaplamadıklarını, Odunpazarı Belediyesi Özel Kalem Müdürü Şenol Durur’un PKK sempatizanı olduğunu ve geçmişte PKK afişi asmaktan yargılandığını, ayrıca belediyenin muhtelif zamanlarda HDP’nin yasaklı mitingine otobüs sağladığını ifade eden Özcan’ın açıklamanın tamamı şu şekilde:

“Değerli demokratlar, olağanüstü bir gün yaşıyoruz. Adet olduğu üzere genelde açıklamalarımızı Demokrat Parti olarak genelde pazar günü yaparız. Ancak bugün bu olağanüstülükten dolayı hafta içinde bir basın toplantısı yapmayı uygun gördük. Şimdi size birkaç isim sayarak toplantıma başlamak istiyorum. Biraz lütfen hafızalarınızı zorlamanızı rica ediyorum. Mehmet Kartal, Olgun Kurbanoğlu, Oktay Gizgin, Muhammed Acar, Ali Selim, Mustafa Yavaş, Recep Çetin, Soner Özübek, Serdar Ege, Seçkin Arıkan, Mithat Dunca… Buradan tüm kamuoyuna seslenmek istiyorum. Acaba bu isimler size bir şeyler hatırlattı mı? Sanırım çoğunuz hatırlamışsınızdır. Buradan isimlerini sayamadığım şehitlerimizin aziz hatıraları önünde saygıyla, hürmetle, minnetle, şükranla eğiliyorum ve bu saydığımız isimler Eskişehir’de teröre kurban verdiğimiz asker ve polislerimizdir. İki yıldır Demokrat Parti’nin Odunpazarı İlçe Başkanlığı’nı yapmaktayım. Yaptığım iş aslında bir kamu görevidir. Vatandaşı aydınlatmak, vatandaşı bilgilendirmek üzerine kuruludur. Biraz sonra söyleyeceklerimin hiçbirini siyasi bir amaçla, kişileri yapılan şahsi husumetimle ilgili değil, sadece kamunun bana verdiği siyasal haklarımın bana verdiği Eskişehirlileri aydınlatmak adına söyleyeceğimi de tekraren buradan bildirmek isterim. Yine yaklaşık iki yıl önce Odunpazarı Belediyesi’yle ilgili, ki niye Odunpazarı’nı hedef aldınız diye bir soru sorulacak olunursa; görev icabı ben Odunpazarı Demokrat Parti İlçe Başkanı’yım. Dolayısıyla ilçemde olanları, bölgemde olanları halkımıza iletmekle mükellefim. Şimdi sayın Belediye Başkanı Kazım Kurt’a burada sizlerin aracılığıyla defaâten birçok şey sorduk. Ancak Kazım Kurt kendi işine geleni cevapladı, işine gelmeyeni cevaplamadı. 

Dedik ki: “Efendim siz Hamamyolu’nda ağaç kestiniz.”    “Hayır kesmedik.” dedi. Buradan 22 Ocak 2017 tarihinde ağaç kesimi görüntülerini size yayınlarım.

Ardından dedik ki: “Sizin belediyeniz HDP’nin yasak mitingine otobüs verdi.” dedik, “Şu tarihte verdi.” dedik, “Şu plakalı araçla gönderdiniz.” dedik, “Şu firmayla gönderdiniz.” dedik, “Şu saatte emniyet kuvvetleri o otobüsü yolda çevirdi, gereken işlemi yaptı.” dedik, sadece öyle bir şey yok dendi. Fakat Odunpazarı Belediyesi’nde maalesef akıl almaz işler olmakta. Hatta birkaç gün önce sosyal medyada Odunpazarı Belediyesi'nde geçmişte çalışan bazı arkadaşlarım, devlet memurlarının ihale evrakını zorla imzalatılmak istenmesi sebebiyle bir zorlama içine sokuldukları, imzalamadıkları için de kiminin Han’a kiminin de başka bir kuruma görevlendirmesinin yapıldığını hepimiz gördük. Bu ne kadar acıdır ki kamu yararı gözeten, kamu için çalışan bir belediyenin bütün bunları yaşatması son derece acı ve üzüntü vericidir. Şimdi Kazım Kurt’a bunları da sordum, fakat bunlarla ilgili de bir cevap alabilmiş değilim. Ancak Odunpazarı Belediyesi’nde böyle bir yapılanma, böyle bir hareketin olduğunu geçmiş zamanlarda da söyledim. Mesela Odunpazarı Belediyesi’nin bir personeli diyor ki: “Rojova’da direniş var, Lice’de katliam var.” Lice’de kim kimi katlediyor? Lice’de kim kime direniyor? Bunu bir sormak istiyorum. Lice’de sanırsam Türkiye Cumhuriyeti’nin Emniyet ve silahlı güçlerine karşılık, oradaki PKK’lı teröristler direniyordur. Şimdi bu mantıkta olan yine belediyenin üst düzey bir bürokratı, aynen elimdeki evraktan okuyorum bunu, sizlere de bunu dağıtacağım, paylaşacağım. Efendim tarih 12.04.2005, olayın gerçekleşme tarihi. Buradan isim vermeyeceğim. Size evrağı dağıttıktan sonra ismi kendiniz görebileceksiniz. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 26.04.2005 tarih ve 2005’i 40.540 sayımı iddianamesiyle Ankara 3. Ağır Çocuk Ceza Mahkemesi’nin 765 sayılı Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının 490a 1'e, 5e, 3 maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, bu mahkemenin yani çocuk ceza mahkemesinin kapanması nedeniyle dosyanın Ankara 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’ne tefsir edildiği bu mahkemenin 2005'e 1188 ve 1017 esas ve karar sayılı 12.12.2005 tarihi görevsizlik kararı ile 5395 sayılı yasa geçici bir, geçici birinci maddesi gereğince dosyanın mahkememize gönderildiği görülmüştür. Efendim diyor ki: 5238 sayılı TCK’nın 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe girdiği bu nedenle 765 sayılı TCK’nın bu tarih itibariyle yürürlükten kaldırıldığı, sanığın eyleminin 5326 sayılı yasa kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Sanığın yasa dışı örgüt PKK afişi olarak değerlendirilen ve adli emanetli 2005'e 10.424 sırasına kaydedilen suç eşyası sayılabilecek pankart ve afişi Lidya Caddesi üzerinde bulunan üst geçide asarken kolluk güçlerince yakalandığı, emanetteki suç eşyalarının PKK afişi olarak değerlendirilmesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ilgili hükümleri uyarınca tek taraflı kamu kararı sayılacağı, bunun da mümkün olmadığı söz konusu izinsiz pankart ve afiş asmak eylemine yönelik suçun teşebbüs aşamasında kalması nedeniyle sanık hakkında aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur, kurulmuştur. Gereği düşünüldüğü hüküm; ‘sanığın eylemine uyan izinsiz afiş asmak suçundan 765 sayılı CMK’nın 536ya 1 maddesi gereği 1100 TL para cezasına çarptırılmasına karar verilmiştir’ diyor. Yani hükmen özeti şudur arkadaşlar: ‘Yasa dışı terör örgütü PKK’nın afişlerini asmaktan biz bu zat-ı muhteremi yakaladık. Ancak 18 yaşına girmesine 7 ay kaldığı için biz bunu ağır cezada yargılayamadık, çocuk mahkemesinde yargıladık, ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce de, uyum yasaları gereğince de alınan birtakım kararlar nedeniyle, yaşı küçük olduğu için bunu para cezasına çevirmek durumunda kaldık diyor’ sayın Türk Mahkemeleri. Gerekçeli karar Türk milleti adına alınmıştır diyor. Şimdi bir de 2006'ya 165 nolu kararda da kesinleşme şerhi vardır, kesinleşme şerhi 13.7.2006’da çıkmıştır.

“Sanık: Şenol Durur”                                                        Sanığın adı Şenol Durur, karar türü; mahkumiyet, suç türü; izinsiz pankart asmak, kesinleşme türü; temyize vermemişler, ceza miktarı; 100 YTL Türk parası tecillidir, hayır. Efendim şimdi Hüseyin Özcan neden böyle bir açıklama yaptı? Toplantıma başlarken sizlere çok isim saydım. Bu isimlerin bir çoğunun da şehit cenazelerine katıldığı, bardağı taşıran son nokta geçen hafta annesiyle beraber şehit edilen 9 aylık yavrumuz Mustafa Bedirhan oldu. Bebek katili PKK’nın, masun çocuk katili, kadın katili PKK’nın Eskişehir’de yapılaşmasına izin vermeyeceğiz. PKK uzantılarının Eskişehir’deki belediyeleri özerk belediye haline getirmesine müsaade etmeyeceğiz. 

“Allah’ın verdiği bir canım var”                                             Allah’ın verdiği bir canım var ve bu can 9 aylık Mustafa Bedirhan’ın canından, Mithat Binbaşı’nın canından daha kıymetli değildir. Allah’ın verdiği canı Allah alır, kaderimizde ne yazıldıysa onu görürüz. Burada sosyal medyada çaktırmadan tehdit edenlere sesleniyorum: Hiçbirinizden korkmuyorum, hiçbirinizden de korkacak durumda değilim. Türk adaletine, Türk emniyetine güvenim sonsuzdur. Yine söylüyorum: Eskişehir’de hiç kimsenin sosyal yaşamı, sosyal adaleti bölmesine, insanları ötekileştirmesine, insanların etnik kimlik üzerinden siyaset yapmasına en azından şahsım adına, partim adına müsaade etmeyeceğim. Buradan bir kez daha söylemek istiyorum: Yufka yüreklilerle engin dağlar aşılmaz beyler. Biz kadere, hayra ve şerre inanan insanlarız. Buradan Türk adaletine, Türk Emniyetine, Türk Kolluk Kuvvetlerine, Türk Adliyesine ve Eskişehir’deki yetkililere sesleniyorum: bununla ilgili ne yapacaksanız, artık bu saatten sonra yapmak zorundasınız. Çünkü evrak buradadır, belge buradadır. Türk milletinin Türk adaletine, Türk Emniyetine güveni sonsuzdur. 

DP Odunpazarı İlçe Başkanı Hüseyin Özcan, sözlerini şöyle tamamladı: “Burada sözlerimi kapatırken şunları söylemek istiyorum: Şehitlerimizin acısı aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, içimizdedir. Yeni şehitler vermemek için, yeni çocuklarımızın katledilmemesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Acıları yüreğimizdedir. Allah şehadetlerini kabul etsin. Allah Türk milletine başka acılar göstermesin. Hepinizi saygı ve sevgiyle, hürmetle selamlıyorum.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.