Site Rengi

DOLAR 32,4733
EURO 34,9494
ALTIN 2.436,73
BIST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 23°C
Az Bulutlu
Eskişehir
23°C
Az Bulutlu
Cum 25°C
Cts 19°C
Paz 19°C
Pts 19°C

Eskişehir Teşkilatında Karın Ağrıları Çok

27.11.2020
A+
A-

Eskişehir örgütünde durum hiç “” açıcı değil.
Anladığım kadarıyla genel merkezden gelenler, oluyor. Basına pek yansıtılmıyor. Geçerken uğradık havasında.
Ama beklentilerinde hayal kırıkları yaşadıklarını söylüyorlar.
Hatta galiba “il başkanı” belirlemelerinde hata yaptıklarını söyleyenler de var.
Basından, özellikle kaçılıyor.
Neden?
Çünkü İl başkanı beklentilerini karşılayamamış. Umduklarını buldukları söylenemez.
Kulislerde, sadece dedikoduların dumanı çıkıyor. Politikanın kazanı fokurduyor.

Haşim Ateş nasıl atandı?

Haşim Ateş atanmasından çok önce başlayan bir süreç var.
Onlarca, kimse İnternet üzerinden “il” başkanı olmak için aday adaylığına başvurularını CV leri ile birlikte yapmışlar.
Emekli asker olan “Mehmet Sanver” de bu çalışmaların içinde yer almış.
Görevlendirilmiş.
Emekli olmadan önceki pozisyonu “hava korgeneral
Çeşitli mülakatlar da yapılmış.
Görüşlerini içeren raporları tanzim etmiş ve seçici olan kurula vermiş.
Ankara’ya çağrılmışlar.
Mehmet Şanver’in tercihi Haşim Ateş’ten yana kullanmış.
Listelerde, yer alan önemli isimlerde var. Eski belediye başkanları, öğretim üyeleri, AK partiden istifa eden yönetimlerde görev alanlar, falan, filan.

Niyetleri belli:
Ben il başkanı olmalıyım..
Biz de bir koltuk kapalım…
Koltuk dediğinin açılımı şu; eğer millet ittifakı içinde yer alabilirsek belki milletvekili sıralamasında seçilebilecek yerden adaylık, sonrasında belediye başkan adaylığı, olmadı belediye meclis üyeliği.
Çarkıfelekten ne çıkarsa.
İşin bu tarafı politik pazarlama…

Teşkilatlar var mı yok mu belli değil!
İyi de teşkilat kuramazsan, güçlü ve güvenilir bir sağlıklı üye yapısı oluşturamazsan, dağ tepe dolanmadan, köylere gitmeden pabuçları eskitmeden nasıl olacak?

Armut piş ağzıma düş…
Anlayış bu.
Bu anlayışın yansımaları kendilerini hissettiriyor.. Haşim Ateş’in atanması biraz “sürpriz” olmuş..
İl başkanlığı beklentisi olan oldukça fazla… Birçoğu bir birbirlerini tanımıyorlar bile. Çok kısa bir zamana çok şeyler sığdırılmış durumda. İl başkanlığı yapabilecek donanımda olanlar elbette var. Deneyimleri olanlar var.
Ankara’da kulis yapanlar var..
Bazılarının “rasyoları” uygunken diğerlerin ortaya çıkış şekli biraz farklı.

Haşim Ateş; politikada bilinen ve tanınan bir isim de değil. DSP’ de yönetim kurulu üyeliğine atanmış hepsi o kadar. Ne bir teşkilat çalışmasına katılmış nede, kongre süreçlerine.
Hiçbir aktif çalışmada yer almamış..
Onun tanınmasına vesile olan Yılmaz Büyükerşen.
17 Nisan 1999 yerel seçimler çalışması öncesinde, Yılmaz Büyükerşen’e Büyükşehir Belediye başkanlığı Bülent Ecevit tarafından tevdi edilirken Büyükerşen DSP’ nin  Odunpazarı ve Tepebaşı Belde belediye başkanı ve meclis üyeleri için aday belirleme yetkisi de almış.. Odunpazarı için adayı Nihat Çuhadar, Tepebaşı için Ahmet Ataç.
Ancak, DSP’nin teşkilatında etkin olan bazı isimlerin Rahşan Ecevit’e yaptığı etkiler sonucunda durum değişikliğe uğruyor.
Haşim Ateş son dakikada belediye meclis üyesi düşünülürken Belediye başkan adayı olarak atanıyor.
Bu atamalarda İlçe örgütlerindeki ilçe başkanlığı yapmış iki isim öne çıkıyor.
Bülent Olgun ve Nedim Çekin..
Ankara kulislerinde, Rahşan Hanım bir şekilde ikna ediliyor.
Ve Yılmaz Büyükerşen de Haşim Ateş’i yanına çağırarak gerekli nasihatleri veriyor.

Genel ve yerel seçimler bir arada yapılıyor. Seçimlerden önce “APO”nun yakalanması nedeniyle bu rüzgârdan yararlanan DSP hem birinci parti çıkıyor hem de Eskişehir’de “amiral gemisinin kaptanı” konumunda olan Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen’in sayesinde, DSP tarihinde üç milletvekili, merkezde de Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı belediye başkanlıkları, belediye ve il genel meclislerinde çoğunlukları ile kazanılıyor.

O güne kadar, ne Ahmet Ata ne Haşim Ateş kamuoyundaki politik arenada bilinen isimler değil.

Büyükerşen, son 20 yılın en fenomen ismidir.
Yılmaz hoca politikada kaderleri değiştiren isim olarak hala etkinliğini devam ettirmekte. Büyükerşen’i göz ardı etmeye çaba gösterenlerin sonlarını, tarihin çöp sepetine nasıl gittiklerini hepimiz tanık olmadık mı?
Bu isimlerden biridir Haşim Ateş.
Yılmaz Büyükerşen’le yaptığı kavgalar hala hafızlarda. Ateş’in CHP’ye geçmesi, kendisi açısından siyasi kırılmalardan en önemlisi olmuştur.
2004 yılında CHP il örgütünün, Büyükşehir belediye başkan adayı Aydın Güngör, Odunpazarı belediye başkan adayı İ. Haşim Ateş, Tepebaşı belediye başkan adayı Murat Sönmez’in adaylık başvuru dosyasını seçim kuruluna verilmemesi hala sır gibi saklanmakta.
O günden bu güne çeşitli komplo senaryoları olsa da henüz tam bir gerçeğe ulaşılabilenmiş değil.
Bilinen 2004’de Tepebaşı belediye başkanlığı adayı gösterilen Murat Sönmez’in 2007 milletvekilliği genel seçimlerinde, İl başkanı İsmet Süder’in çok özel gayretleriyle 2.sıradan milletvekili gösterilmesi ve seçtirilmesi.

Haşim Ateş’in savrulmaları 2004 den sonra başlar. Onu politik arenada Sosyal etkinlilerde hiç göremezsiniz. Sadece, belediye başkanlık adaylık süreçlerinde “yunus balığı” gibi ortaya çıkar birkaç gösteri yapar o kadar. Bir bakmışsın, AK Parti saflarında..2009’ da AK Partinin büyükşehir belediye başkan aday adaylığı için başvurmuş. Ankara’daki güney doğulu ağabeyleri devreye girmesine rağmen adaylığı makbul görülmez..

Sonrası 2014… Bu sefer şansını “Odunpazarı” belediye başkan aday adayı olarak denemek ister..

Yine Ankara’daki güney doğulu Kürt ağabeyleri devreye girer. Yine olmaz. İçindeki illa bir şeyler olma dürtüsü devam eder.

Politik pandemi olmuştur artık..

Artık, AK Parti’den de soğumuştur. AK Parti’nin son dönemlerde “Kürt politikasından” saptığını, Kürtlere verilen sözlerin tutulmadığını, özellikle MHP ile yapılan ittifakla, Kürtlerin üzerinde baskıların olduğu, sadece oyları için kullanıldığı değerlendirmeleri çok daha ön plana geldiği için belki de, bir daha politik rota değişikliğine gitmiş olabilir. Kendi politik beklentileri açısından haklıdır. Öyle düşünüyor olabilir. Ancak siyaset yapmak Teşkilatlara hizmet etmek geçtiğini bilmelidir. Hele AK Parti’de etkili bir vakfın politik çember içerisinde yer almazsan, ağzınla  “S400” yakalasan havanı alırsın.

DEVA Onun için çıkış yolu…

Ankara’daki ağabeyleri Haşim Ateş için kulis yaptılar. Hepsi AK Parti’nin eskileri. Bakanlık yapmışından, genel müdürlük yapmışına kadar… Gerçi tüm aday adayı guruplar  bu kulislerin içinde oldular.. Kimler yok ki. Ağzım açık kaldı.
‘Fırıldak kubi’ bile çok masum kalır yanlarında.
Bir ayağı “AK Parti’de bir ayağı DEVA’da bir ayağı Gelecek Partisi’nde “tavaf”  edenler de yok değil.
Bir ucu külliyeye, bir ucu Eskişehir AK Parti eski milletvekillerinden ‘olur’a kadar.
Mesela, Ankara’daki önemli bir isimde AK Parti’nin nazar boncuklu siyasetçisi Bingöl doğumlu Mahfuz Güler!..

İsmail Haşim Ateş’in Deva fırsatı…

İŞTE; DEVA onun için bir çıkış yolu olabilirdi. Ama! Olduğu söylenemez. Daha, atamaların mürekkepleri kurumadan parti içinde kavgalar başlamış bile. Sosyal medya bakarsanız bu köşeye alamayacağım sözler.
Kendi atadığı isimler bile, bu adamla artık yol yürüyemeyiz. Siyasetten hiç anlamıyor, benzeri sözler almış başını gidiyor..
Hayt, huyt saldırgan tavır ve davranışlarla  başkanlık yapılmaz..

ATAMALARDA BÜYÜK YANLIŞLIKLAR VAR..
Bu sözleri Haşim Ateş’i önerenler söylüyor..
Zaten DEVA’nın teşkilatlanma tekniği yanlış. İstihbarat değerlendirmeleri de yanlış.
Yanlışlık her geçen gün ortaya çıkıyor.
Önüne gelen kendisini milletvekili, belediye başkan adayı olarak görüyor. Hâlbuki yönetimlerinde iş dünyasının önemli isimleri de var.
Yönetimlerden birisi şöyle diyor; arkadaş adam, ikide bir ben il başkanıyım. Ben ne dersem o olacak. Ben, çok kazıklar yedim. İstersen istifa et. Benim dediğim olacak. Sana bir görev verdim onu da beceremedin.
Hatta ilçe başkanı içinde “o” ilçe başkanı bile değil. Ortada öyle dolaşıyor.. Kongreden sonra ilk işim onu görevden almak olacak.
Bu sözler hiç hoş değil…Deneyimsizlik, bilgisizlik..
halbuki bir partinin hukuku vardır.. Kılavuz’da Partinin tüzüğüdür. İl başkanlığının, ilçe başkanlığının yetkileri de bellidir..
Daha, mazbataların mürekkebi kurumadan birbirlerine girmeleri ne anlama geliyor.
Daha doğru, dürüst teşkilat çalışması yapamamışsın.
Doğru dürüst, üye yazılım çalışmaması yapamamışsın.
Biraz da, parti tüzüğü çiğnenerek uyduruk kongreler yapmışsın..

Eeeee nasıl deva dertlere derman olacak?
Seni aday göstermez iseler ne olacak..
******
İl binası daracık…
Zaten Teşkilatın durumunu görmek için gelen genel merkez yöneticileri de beğenmemiş.
İşi bilen yönetim kadrolarınızı da oluşturamamışsın. Biz sana güvendik. Bir arpa boyu alamamışsın.
Hani sen “lider” din.. Bizlere verdiğin taahhütler var.
Ekonomik olarak finanse edememişsin. Kimse elini cebine atmıyor. Herkes, senin milletvekilliği, olmadı Odunpazarı belediye başkanı olmak için bu il başkanlığını aldığını biliyor.
O zaman, her şeye sen talip olacaksan diğerlerinin demokratik hakları ne olacak?
Her şeyde ben, ben dersen bir gün bir bakmışsın. Güle güle sana yolun açık olsun deyiverirler..

Ankara’ da ‘Aportta’ bekleyen o kadar çok “DEVA” lı var ki…
Temkinli iyimserlik, belirsizlikleri getirir. “Deva” Eskişehir’de başarısız başlangıç yaptı..
Bu belli..

Eskişehir’in DEVA’sı Var ‘mış!’ 

ALİ BABACAN 1. olağan il kongresine katılacakmış.

Yer: Tasigo oteli.
Nasıl bir kongre?.
İlçelerin bir kısmında sipariş üç beş kişiyle yapılan kongreler.
Eskişehir’in sıklet merkezi Odunpazarı ve Tepebaşı ilçeleri.
Nüfusları 400 binin üzerinde.
İl kongresi için belirlenen delege sayısı sadece “beş”.
Bir mahalle kadar nüfusu olan ilçelerde “beş”
Böyle kongreler olur mu demeyin.

DEVA’da oluyor bu işler.

Daha ilginci ise, TEPEBAŞI İLÇESİNE KONGRELER YAPTIRILMIYOR BİLE.
İlçe başkanlığına atanan Ebru EMRE suskun.
Bu işe akıl ,sır erdiremiyor.
Çalışmak istiyor, çalıştırılmıyor.
Kongreye katılamıyor..
Dandik bir ilçeden bile il kongresine DELEGE gönderiyor ama Tepebaşı bir tane bile gönderemiyor.
Ebru çok çalışkan, birisi.
Politik birikimi olan yetenekli bir isim.
Genel merkez bunları bilmiyor olamaz.
Onlar da suskun..
Fırtına öncesi sessizlik hakim.
Partide cadı kazanı kaynıyor.
Şimdi il kongresi var. Ali Babacan bilinen konuşmasını tekrarlayacak. Bakalım, İl başkanı listesinde kimler yer alacak. Büyük kongre delegeliğinde hangi isimler yer alacak.
Genel merkez bu listelere ne kadar müdahil  olacak..
Yoksa yeni ‘Ninjalar’ mı ortaya mı çıkacak. Hepsini göreceğiz..
Perde arkasında olup bitenleri de yazacağız..

ÜÇ GÜNLÜK PARTİDE KAVGA OLR MU?

Bazı deneyimli siyasetçiler şunu söylüyor. Üç günlük partide şimdiden kavgalar başlamış bile. Kavgalı eve kimse kız vermez.
Deva demokratik talepler üzerine propaganda yaparken, Eskişehir deki uygulamalarda demokratik olmayan parti içi uygulamaları süreç içerisinde elinizde patlayıverir.
Ondan sonrası sen sağ ben selamet.
Bir zamanlar deva diye bir parti vardı diye tarihteki yerini alırlar. Eskişehir’de DEVA hiçte hazır değil.
Hazır olmadığını Babacan da görecek.
Öyle, TV ekranlarından monolog siyaseti yapmak kolay.
Zor olan halkın arasında yürüyebilmek.
Tek tek eskide kalmış dosyalar açılıverir.
İş işten geçmeden DEVA kendi örgütlenme yapısını gözden geçirmeli.
Umut olmak istiyorsa.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.