Site Rengi

DOLAR 32,4870
EURO 34,8175
ALTIN 2.473,54
BIST 9.530,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 24°C
Az Bulutlu
Eskişehir
24°C
Az Bulutlu
Per 22°C
Cum 14°C
Cts 19°C
Paz 21°C

Eskişehir’in Değeriydi Amerikalılar Keşfetti

15.08.2019
A+
A-

ABD’de “En İyi Sürü Bekçi Köpeği” ödülünü alan ve yoğun ilgi gören Akbaş ırkı köpekler, ana vatanı Eskişehir’de de hak ettiği değeri görmeye başladı. 
1997 yılında Amerika’da yapılan bir yarışmada “En İyi Sürü Bekçi Köpeği” ödülünü alan Akbaşlara olan ilgi her geçen gün artıyor. Yaklaşık 3 bin yıldır Anadolu'da bulunan ve Türk çoban köpeği olarak da bilinen Akbaşlar, koruyucu özellikleri ile ön plana çıkıyor. Çok büyük bir kafa ve iri çene yapısına sahip Akbaşlar, 70 kilogram kadar ağırlığa kadar ulaşabiliyor. Akbaş ırkı köpekler ilk defa 1970’lerin sonlarında, Amerika’dan Türkiye’ye Askeri Ateşe olarak gelen David ve eşi Judie Nelson tarafından Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinde keşfedildi ve 1980’lerin başında Amerika’ya götürülerek “Akbaş” olarak dünyaya tanıtıldı. Türkiye’deki bilinirliği her geçen gün artan Akbaş ırkı köpekleri milli değer olarak gördüklerini vurgulayan Akbaş Derneği Başkanı Cem Karademir, Amerikalıların da Akbaş’ın Türklere ait olduğunu kabul ettiklerini söyledi. 

“Eskişehir’in köpeği olduğunu kabul ettikleri için çalınmış diyemiyoruz” 
Dernek ve federasyon olarak Dünya Köpek Federasyonu’na (FCI) bağlı olduklarını belirten Karademir, yurt içinde köpekleri şecere altına alarak üretim gerçekleştirdiklerini dile getirdi. Karademir, “Köpeklerimiz alan koruma köpeği aynı zamanda da sürü koruma köpeğidir. Amerikalılar, bizden daha fazla sahip çıkmışlar. Buradan sürülerden köpeklerimizin karakterini görünce alıp Amerika’ya götürüyorlar. Bizden çok önce derneğini kuruyorlar. Amerika’da Akbaş ırkı için ciddi bir popülasyon var. Diğer yerli ırklarımız içinde bu kadar fazla bir popülasyon sadece Akbaş’a aittir. Üretimlerine devam ediyorlar ve bizim olduğunu kabul ediyorlar. Türkiye’nin ve Eskişehir’in köpeği olduğunu kabul ettikleri için çalınmış diyemiyoruz. Bizden önce başladıkları için onlar da bize kendi ırkımızı tanıttı. Çünkü o dönemde kayıt ve federasyon yoktu. Onların sayesinde biz kendi ırkımızı tanıdık diyebiliriz. Bu acı bir şey ama gerçek. Birinci sırada kayıtlı ve şecereli köpekler üretmek istiyoruz. Anne ve babası kayıtlı olduğu zaman köpeklerin orijinali de ortaya çıkıyor. Dernek içerisinde de üreticilere söylüyoruz ilk olarak şecere çok önemli. Zaten federasyon ile birlikte hareket ediyoruz. Biz bunu FCI’ya soktuğumuz zaman köpeklerimizi bütün dünya tanıyacak. Bu da yaklaşık üç veya beş sene içerisinde olacak” şeklinde konuştu. 

“Yerli ırka önem verilmesi gerekiyor” 
Geçtiğimiz günlerde Köpek Irkları ve Kinoloji Federasyonu (KIF) tarafından Eskişehir’de düzenlenen bir yarışmaya yavru Akbaş köpeği ile katılmak için Bilecik’ten gelen Aygül Varlık ise, Akbaş ırkı köpeklerle alakalı konu için şunları kaydetti: 
“Akbaşların özelliklerini çok seviyorum. Hiçbir şey anlatmaya gerek kalmadan bahçede; kedi, köpek, kuş, koyun, inek ne varsa doğal olarak sahip çıkan ve onlara koruyuculuk eden bir köpek cinsi. Eskişehir’de yarışma olduğunu duyunca biz de Bozüyük’ten geldik. Yerli ırka özellikle önem verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Amerika’da 5 bin, Türkiye’de 2 bin kayıtlı Akbaş var. Biz de hepsini kayıt ettirmeye uğraşıyoruz. Hepsine çip taktırmaya çalışıyoruz ve yavrularımızı sahiplendiriyoruz. Kayıtsız ve çipsiz hiçbir şekilde yavru sahiplendirmiyoruz. Umarım ırkımıza bir faydamız dokunuyordur. Ben yerli ırk seviyorum. Yerli olsun bizim olsun. Bu hayvanlar gezmeyi çok seven hayvanlar. Atlamayı, zıplamayı çok seviyorlar. Bütün hayvanlar için böyledir ama benim gördüğüm kadarıyla bu söylediklerimi çok seven hayvanlar. Onları eve tıkmak çok insani bir davranış değil.” 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.