Site Rengi

DOLAR 32,3266
EURO 35,0806
ALTIN 2.297,91
BIST 8.987,35
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 22°C
Az Bulutlu
Eskişehir
22°C
Az Bulutlu
Cum 25°C
Cts 25°C
Paz 26°C
Pts 27°C

Gemiyi Önce Fareler Terk Eder

28.11.2020
A+
A-

Bilinen bir gerçek var.

Gemi batmaya başlayınca ilk önce fareler terk edermiş..

Şimdilerde AK Parti için kullanılıyor.

AK Parti, Fazilet Partisi’nin yenilikçiler kanadının küreselleşen dünyadaki ekonomik ve sosyal politik değişimleri okuyarak kurulmuş bir partidir. Öyle, hem milli hem de yerli olarak kurulmamıştır.

Küresel sermayenin beklentilerine uygun Milli Görüş’ün gömlek değiştirenleri, DYP’ nin rüzgârgülleri, ANAP’ın abdest tazeleyenleri ve sosyal liberallerin bir araya getirildiği büyük koalisyondur.

3 KASIM 2002’de alabildiği oy % 35’ dir . Parlamentodaki temsil oranı % 65’ dir.

DYP, ANAP, DSP, GENÇ PARTİ baraj alında kalmıştır. Barajsız Nispi temsil sistemi olsaydı bu partiler TBMM sinde olacaklardı. AK Partinin Hükümet olma olasılığı olmayacaktı veya Koalisyon olacaktı.

Seçim yasasının çarpıklarından faydalanarak iktidara gelmiştir.

Parlamenter sisteminin nimetlerinden faydalanarak iktidar olmuştur. O zamanlar bütün siyasi partiler seçim yasalarının ve siyasi partiler yasasının değiştirilmesi gerektiğini söyleyegelmişlerdir.

O gün bu gün AK PARTİ iktidardadır. Tayyip Erdoğan’ın başbakan olmasında,  o çok eleştirdikleri CHP genel başkanı Deniz Baykal’ın özel katkılarını da göz ardı etmemek lazım..

Sorumlu bellidir.

Peki, ana muhalefet partisi neden başarılı olamıyor? sorusu tam anlamıyla karşılığını bulabilmiş değil..

Kısacası, ‘CHP iktidar olmak istiyor muydu’ sorusunu doğru analiz etmek gerekir. Belki, binlerce makale yazılmıştır bu konuda. Mesajı millete doğru aktarabiliyorlar mıydı ki?

Parti kurmak kolay, devam ettirmek çok zor 

Bizde, partiler çok kolay kurulur. Birçoğu tabela partileridir. ANAP, DYP, DSP ve birçoğunun partisinde “kapılar kapandı.” Hiçbir yöneticinin gelmediği partilerinde, güvenlik görevlisi kaldı. Bazıları genel merkez binalarını borçlarını ödemek için sattılar.

AK Parti ve diğerleri…

AK Parti girdiği bütün seçim sonuçlarıyla siyasi tarihte önceki skoru egale etti.
Demokrat Parti (DP)’nin 1957’de aldığı yüzde 47 oya 50 yıl aradan sonra ulaşan ilk parti olmakla kalmadı, iktidarda oyunu artıran parti unvanını da aldı.
CHP’de boyalı basının şişirmelerine rağmen genel başkan olan Kemal Kılıçdaroğlu defalarca kurultaylarda sipariş delegelerle genel başkan olarak seçilirken genel başkan yardımcılarını ve parti meclisi üyelerinin değişikliklerine rağmen bir arpa boyu ilerleyemedi.

Yaptıkları hazineden seçim dönemlerinde ve her yıl bütçeden aldıkları yardımlarla işi idare etmek oldu..

Alınacak dersler…

AK Parti’nin başarısının gerisindeki nedenlere gelirsek…
1946’dan bu yana her seçimde, hikâyesi olan parti sandığın galibi oldu.
Bu seçimlerde de hikâyesi olan sadece AK Parti’ydi.
Diğerlerinin halka sunabileceği bir hikâyesi olamadı; AK Parti’nin karşısında söylem geliştirme çabasının ötesine gidemedi.
Hatta Milli Görüş’ün onursal başkanı Necmettin Erbakan‘ın: “Bunlar bizden değil” söylemi bile, “Biz o gömleği çıkardık” diyenAK Parti’ye yaradı.
Sonuçta Cumhurbaşkanlığı seçiminden, ekonomik istikrara, enflasyonun tek haneye inmesinden yatırımlara kadar halka verebilecek gerçek hikâyesi olan tek parti AK Parti oldu.

CHP halka anlatamadı. Nedeni de teşkilatlardan gelen, halkın derdiyle hemhal olmuş milletvekillerinin olmayışıydı..

Başbakan Erdoğan da elindeki verileri çok iyi kullandı; propagandasını AK Parti ve hikâyesi olmayan karşıt partiler zemininde ilerletti.

Başardı da..

Herkesin küçümsediği, kem gözle baktığı Erdoğan mitingden mitinge, ilden ile, kongrelerden kongreler koşturuyordu..

Halkın nabzını sürekli tutuyordu..
Söyledikleri, insanların üzerinde etki bırakıyordu..

Merkez sağ etkisi
Başarının ardındaki tek faktör tabi ki bu değildi.
Anavatan ve DYP’nin, DP çatısı altında birleşememesi de AK Parti’ye yaradı.
CHP’ye sıcak bakmayan, MHP’ye de çekingen yaklaşan merkez sağ seçmen, oylarını kendisine en yakın bulduğu AK Parti’ye yöneltti.
Hem oy yüzdesinde, hem de milletvekili sayısında karşıtlarının toplamını katlamasına destek oldu.
Bir diğer etken de AK Parti hükümetinin halkın beklentisine dönük icraatlarıydı.

Tablo değişiyor…
Her şey Burhan Kuzu’nun ‘Cumhurbaşkanlığı hükümet modeli’ diye, hem yerli hem de milli olarak yutturulan sistemle başladı.

Ne olduğu belli değil…
Cumhurbaşkanlığının görev ve yetkileri ve sorumlulukları ile parti genel başkanlığı yetkileri birbirine girmiş durumda.

Kısacası, 1930’ lardaki tek parti yönetimi gibi.
Güçler ayrılığı yerini, tek güce bırakmış durumda.
Her şey birbirine girmiş durumda.
Tam bir hukuk ve siyasal “kaos” dönemini yaşıyoruz.
Adalet ve ekonomideki bozulmalar, tarihin en yüksek boyutlarına ulaşmış durumda..

Vatandaşın enflasyonu % 40’larda..

AK Parti+MHP ‘Cumhur İttifakı’ sıkıntılı bir sürece doğru evriliyor. Siyasal ve sosyal savrulmaları günlük yaşıyoruz..

Vatandaşlarımız bunu mutfağında her gün yaşıyor.

Fakirleşiyoruz…

Millet fakirleşiyor… Borçlar gırtlağa dayandı. Dolar aldı başını gidiyor. Cari açık her geçen büyüyor. Dış borçlar, Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırıyor.

İşsizlik % 20’ler de…

Anlat anlat bitmez…

Görünen o ki, AK Parti’nin hikâyesi bitti. İllüzyon sona erdi. Oy veren “muhafazakâr – mütedeyyin” seçmen kesim bile artık inanmıyor. AK Parti’den ümitlerini kesmiş durumda. Kendilerini, kandırılmış hissediyorlar.

Bunun sonuçlarını başta İstanbul, Ankara, Antalya, Mersin, Hatay, Aydın, Adana, Muğla, Eskişehir ve birçok il ve ilçelerde belediye başkanlıklarını kaybetmesinden belli.

Nitekim, Türkiye’nin her tarafından aldığı oylara bakılırsa; sadece merkez sağın değil, AK Parti’nin kalesi durumunda olan yerlerde “OY” kayıpları nın etkisi vardı!
Bunları yaparken, Cumhurbaşkanı parti genel başkanı gibi seçim sürecine ilişkin politikasını da iyi yönettiği söylenemez. Erol Olçak’ın 15 temmuz darbe girişiminde şehit edilmesinden sonra, partinin halkla siyasal iletişim stratejilerinin çöktüğü gözlenmekte…

Kazanan ise, klasik merkez sağ ve solun iki partisi; CHP ile İyi Parti… Yani Millet ittifakı.
Yeni denklemin ana omurgası… Artık, yeni dönem konjonktürde % 50+1 konuşulacak.

AK Parti kuruluşundaki ilkeleri terk etmiş durumda...

AK Parti artık kuruluş beyannamesindeki parti değil. Yorgun… Her geçen gün siyasal itibar kaybediyor…

Külliye cumhuriyetine dönmüş durumda. Artık kararlar tabandan değil, tavandan alınıyor. Adalet ve kalkınma unutulmuş durumda. İtibardan tasarruf olmaz diyerek savurganlıklar, israflar had safhada. Demokratik değerler ve insan hakları bir kenara itilmiş kim ne derse ben bildiğimi yaparım anlayışı egemen olmuş.

Milletin gözünden bu olup bitenler kaçmıyor.
Parti üyesinden, delegesinden, ilçe ve il teşkilatlarına, il başkanlıklarına kadar atanmış durumda..

Kongreler ise, göstermelik yapıyor.
Öyle üyelerin söz ve karar sahibi yönetimler yerine, genel merkezin onayını almış olanlar ancak aday olabiliyorlar.

Bir zamanlar oligarşik düzene karşı duruş sergileyenler şimdi oligarşik düzenin sözcülüğüne savunmuşlar..

Kurumsal oligarşi böyle çalıştırılıyor.

Genel merkezlilerdeki etkili ve yetkili isimlerle dirsek temasında olanlar bir yerlere getiriliyorlar.

Aksi halde teamüllerdeki, “rükû” ye devam.. 

Beklentiler çıkarlar üzerine…

Herkesin beklentileri ben milletvekili, belediye başkanı olacağım üzerine kurgulanmış durumda…

İçten içe, yorgun ve dağılmış bir yapı var. Kurumsal kimlik yerine, Erdoğan üzerine kurgulanmış tek adam yönetimine doğru gidiş var…

Parti, OLİGARŞİK düzenin otokarlarını oluşturmuş…

Partinin politbürosu “Bürokratik vesayet sistemi” yönetimin her alanında kendini hissettiriyor.

Biraz sağduyulu eleştiri yapanlar bile kendilerini kapının önünde buluveriyorlar.

AK Parti kendi içinde cadı kazanı gibi kaynıyor. Dedikodu üretim merkezi sürekli “fitne” üretiyor. Yönetimler, halka inmek dertlerini dinlemek, çözümler üretmek yerine, “her şeyi reis bilir” anlayışı ile hareket ediyor.

Fatura “reis”e kestiriliyor.

Liyakat yerine, “sadakat” tercih edilince, işler ters gidiyor. Ömer’in adaletinden söz edenler, kendi adaletsizliklerini görmezden gelirken, Aklını emanete bırakmamış olanlar, AK Parti tabanı ve oy veren seçmenler bunları görüyor, biliyor!.

Bilmem bunlar görülüyor mu?

Kısacası, AK Parti umut olmaktan hızla uzaklaşıyor.

İçinden iki parti çıktı: Gelecek ve Deva..

Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu, başdanışmanlık, AK Parti Genel Başkanlığı ve başbakanlık yapmış bir isim…

Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise Avrupa Birliği Bakanı, ekonomi bakanlığı yapmış, “bildergberg” toplantılarında aranan ve uluslararası arenada tanınan bir isim…

Amaçları belli.

Bakalım bunlar tabela partileri olmalarının ötesinde, topluma umut verecekler mi, vermeyecekler mi, halkın teveccühüne mazhar olacaklar mı olmayacaklar mı? Zaman içerisinde göreceğiz..

Yoksa % 2,5 oy diliminde mi kalacaklar? Bir anlam taşımıyorlar..

Ama, Türkiye burası… Bu sistemde her oyun çok önemli olduğunu unutmamak lazım. Her ne kadar bu partilerde AK Parti’den umutlarını yitirenler kendilerine yeni koltuklar ihdas etseler bile, ana gövdenin AK Parti olduğu gerçeği var..

Bakalım Davutoğlu ve Babacan ne yapacaklar..

Başlangıçtaki sözde kurucu il ve ilçe başkanlık atamalarında bile birçok yanlışlarla yola çıkanlar, bakalım bir süre sonra kendi içlerindeki koltuk, menfaat, çıkar kavgalarına tanık nasıl tanık olacağız.

Covid-19’dan  sonra göreceğiz..

Şimdilik; kimse samimi değil. Sadece “miş” gibi yapıyorlar.

Demokrasicilik oynuyorlar!..

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.