Site Rengi

DOLAR 32,3669
EURO 34,9579
ALTIN 2.325,33
BIST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 25°C
Parçalı Bulutlu
Eskişehir
25°C
Parçalı Bulutlu
Cts 26°C
Paz 26°C
Pts 27°C
Sal 18°C

Medya-Siyasetçi-Para

25.12.2020
A+
A-

Kamuoyu araştırma şirketi ORC, en başarılı Büyükşehir Belediye Başkanları araştırma sonuçlarını açıklamış. Bursa 1.sırada, Yılmaz Hocamız 2. sırada. Vallahi billahi önyargılı değilim. Hocamız 2014 seçimlerinde kelime kelime: “Artık yapacağım hiç bir şey kalmadı, en büyük projem Kazım Kurt” demişti. Aradan neredeyse 7 koca yıl geçti hala hiçbir şey yapmıyor, en büyük projesi Kazım Kurt’dan da hayatının en büyük kazığını yedi. Sizce hocamız son 2 yılda kaç gün belediyeye gitmiş olabilir veya son 1 yılda evinden kaç gün çıkmış olabilir? Elinizi vicdanınıza koyun; pandemi başladığından bugüne Büyükşehir Belediyesi hayatımızı kolaylaştırmak için ne yaptı???? Kolaylaştırmayı bırakın, bu şehirde 14 yıllık damacanalarla içme suyu içirdiler de ne oldu?Gargaraya getirdiler, sulandırdılar; sanki sorun kalabak suyunun kendisi gibi “Kalabak suyunu koruyun” dediler vs vs vs vs vs vs vs vs… Hocamız nasıl çok başarılı bulunur; buyrun o zaman… Medyanın kamuoyu oluşturma gücü, diğer bir söylemle algılarımızı kontrol etme yeteneği şüphe götürmez. Kişisel verilerimizi ellerimizle teslim ettiğimiz sosyal medya platformlarının karar alma mekanizmalarımızı yönlendirdiği, ABD’de dahi kimin seçilmesini karar verdiği bilenen gerçek hâline geldi. İşin Türkçesi; yalanı, dolanı, olmayanı en iyi pazarlayan, algılarımızı en baskılayan bize hükmeder. Mesela Eskişehir’de özgürün basınında ve bilumum dijital ve konvansiyonel basında belediyeleri eleştirmeyi bırakın en ufak bir yanlışının yazıldığını göremezsiniz. Üstüne de sayfalarından köşelerinden etik, ahlak, dürüstlük satarlarlar… Kimi zaman ben de keşke okuduğun son kitab ‘Cin Ali’ olsaydı diyorum. Google entelektüeli olsaydım, güzel ve anlamlı sözler sitelerinden alıp ben söyledim diye gururlansaydım. Belediyecilerle, kuş sütünün eksik olmadığı akşam sofralarında aslan sütünü tokuştururken dostluk pozları verseydim. Diyorum da aynaya baktığımda gördüğüm kişiye nasıl tahammül ederdim bilmiyorum. Bu ülkede gerçek basın ve gazetecilerin ortaya çıkması için kamunun ve belediyelerin reklam, tanıtım ve organizasyon adı altın da medya patronlarına akıttığı paranı önünün kesilmesi lazım. Halkın haberalma özgürlüğü için: “Siyasetçi-Medya” ilişkinin arasına kalın duvarlar çekilmesi lazım. Yargıçlar ve gazeteciler yalnız kişilerdir. Bağımsızlıklarını ve objektifliklerini kaybetmemek zorundadırlar. Onların dostları olmaz; onların dostları, vicdanları ve dürüstlükleridir. Özellikle gazetecilerin abisi, dayısı olmaz. Bu Eskişehir’de vizyonsuzlukla suçladığı belediye başkanına, köşe değişince övgüler düzen “Abi” diyen yazar-çizer gördük. Rakı sofralarında belediyecilerle, iş adamları ile dostluk pekiştirenleri de gördük. İstediğinize dayı, amca deyin; istediğinizle akşam sofralarında dostluk pekiştirin fakat sonra oturduğunuz köşelerden doğruluk, etik, dürüstlük falan filan satmayın. Meşhur laf vardır: “Cin olmadan şeytan çarpmaya kalkmayın. Şurada 40 kişiyiz kırkımızda birbirimizi biliriz”

YORUMLAR
  1. Arif ergün dedi ki:

    Kıymetli yazarım yaşınız çok genç veya eskişehir e sonradan yerleştiniz her halde ben eskişehir de 58 yıldır yaşıyorum eskisinde biliyorum yenisine şehirmiş ismi gibi eski bir şehirdi şehirde hanları saymazisek 3 tane yatılacak otelimiz vardı Bu gün beş yıldızlı otellerde yer bulamazsınız şehrimize turist kafileleri gelmekte şehrin her tarafı Marakeşin kenar mahalleleri gibi at eşek fayton yağ yakan otobüslerle dolu insanlar üst üste binerlerdi bu gün hiç birisi yokmodern tramvayla seyahat ediyor insanlar.Şehrimizde bir yeşil alan bulamazdık yani kayda değer bir parkımız yoktu nuribey çiftliğine veya fidanlığa giderdik şimdi şehrin ortasında millet yüzmeye gidiyor .kalabak suyunu at arabalarıyla küflü tankerle dağıtıyorlardı şimdi fabrikasyon damacanalardaki beğenmiyoruz işte bütün bunları evden çıkmadığını söylediğiniz Yılmaz hoca yaptı