Site Rengi

DOLAR 32,3249
EURO 35,0645
ALTIN 2.308,47
BIST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 22°C
Az Bulutlu
Eskişehir
22°C
Az Bulutlu
Cum 25°C
Cts 26°C
Paz 26°C
Pts 27°C

Sarar Çifti Soygunu Anlattı

15.08.2019
A+
A-

Eskişehir’deki evlerinde rehin alınıp soyulan Sarar Şirketler Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Sarar ve eşi Zehra Sarar, açıklamalarda bulunarak olayı anlattı. 
Eskişehir’de geçtiğimiz günlerde Sümer Mahallesi Basma Fabrikası içerisinde bulunan evlerinde soyularak darp edilen Cemalettin ve Zehra Sarar, basın mensupları karşısına çıktı. Olayın nasıl yaşandığını anlatan Zehra Sarar, “Ben de onları yüzü koyun yatırıp tekmelemek istiyorum” diyerek sitem etti. Zehra Sarın el, yüz ve boynundaki darp izleri ve morluklar ise durumun ciddiyetini gözler önüne serdi. Basma Fabrikasının içerisinde bulunan bir alanda düzenledikleri basın toplantısında ilk olarak konuşan Cemalettin Sarar, eşi Zehra Sarar’ın direndiğini söyleyerek, “Bu Ramazan mübarek günde böyle bir şey yaşandı. Mücadele ile Zehra hanımın mücadelesi ile kurtulduk. Allah’a şükürler olsun. Zehra Hanım onlara çok bağırdı, direndi. Direncinin sonunda da ikimizi de bağladılar, yatırdılar. Kasada ne varsa alın götürün dedim. Yukarıda kasa dedim” dedi. 

“Sus deyince Cemalettin’e şaka mı yapacaklar acaba, böyle şaka mı olur dedim” 
Olay anını anlatan Zehra Sarar, siyah giyimli adamları gördüğünü ve Cemalettin Sarar’ın ‘sus sus’ demesiyle ‘şaka mı yapıyorlar acaba’ diye düşündüğünü söyledi. Ellerinin ve ayaklarının bağlanmasının ardından bileğini plastik kelepçeden çıkardığını, makasa ulaşıp keserek kurtulduklarını aktaran Sarar, “Saat 11’e 5 kala ben camiden geldim. Kış bahçesinde oturuyoruz. Oturduk, sularımızı haplarımız içtik. Başımı çevirdim, iki tane simsiyah giyinmiş, simsiyah eldivenli sadece gözleri gözüküyor. 'Cemalettin bunlar ne' dedim, 'sus sus' dedi. Sus deyince Cemalettin’e 'şaka mı yapacaklar acaba, böyle şaka mı olur' dedim. İrkildim bir tuhaf oldum. Ondan sonra Cemalettin döndü. Bir tanesi de yukarı çıkıyor dedim. Orada bizim vitral camlar var oradan gözüküyor. Bir tanesi de yukarıdan çıkıyor derken, bir tanesi Cemalettin beyi, bir tanesi de beni etkisiz hale getirdi. Ellerimizi bağladılar, siyah kelepçelerle ellerimizi bağladılar, ellerimiz kesildi. Ben tabi direndim, ne yapıyorsunuz dedim. Tam teravihten geldim, abdestimle duruyordum. Bu mübarek günde bunlar da mı gelecekti başımıza, siz ne yapıyorsunuz, bunlar da mı gelecek başımıza sizde hiç Allah korkusu yok mu diye direnmeye başladım. Tabi onlar ayaklarımı ellerimi bağladılar. Ayaklarım bağlı olduğu halde ben yine bir kalkmaya çalıştım. Dizlerimin, dirseklerimin üstüne düştüm. Her yerim çok kötü oldu. Ondan sonra Cemalettin Beyi yukarı çıkardılar. Bana kasanın anahtarını sordular. Yok, burada değil, fabrikanın kasasında evde değil dedim. Sonra artık kasayı olduğu gibi alın götürün dedim. Tabi o kadın bizde çalıştığı için anahtarı da kasının yerini de biliyordu. Orada 4-5 tane kapı var, direk kasanın olduğu yere gitmiş. Kasanın yerini anahtarları da biliyor. Hepsini boşaltmışlar. Kasanın dışındakileri de götürmüşler. 4 tane daha çekmece vardı. Onları da olduğu gibi boşaltıp götürmüşler. Sonra tabi biz bağladılar. Sonra beni de yukarı çıkardılar. Cemalettin beyi yatırmışlar yüzükoyun. Ben biraz direndim, Cemalettin ‘yat işte yat diyorlar’ dedi. Elimizi arkadan bağladılar, ayaklarımızı bağladılar sonra birbirimize bantladılar ayaklarımızı. Sonra üstümüzden kilitlediler ve ses kesildi. Ben biraz sağ tarafım gevşek oldu herhalde sağ kolumu kurtardım. Cemalettin gel bu çekmecede makas var o makası alalım da keseyim ben dedim. Kesip doğru telefona gittim. Hemen güvenliği aradım. Siz neredesiniz eşkıyalar bastı bizi soyulduk, neredesiniz dedim. O da dedi ki, ‘efendim burada 3 kişi var kovalıyorum, onları takip ediyorum, Enveriye istasyonuna doğru gittiler’ dedi. Sonra kim geldi kim açtı kapıyı hiç bilmiyorum. Ondan sonrasını hatırlamıyorum ama öncesini hatırlıyorum. Onların gittiğini anladım. 5 dakika bile sürmedi elimi çıkardım” ifadelerini kullandı. 

“1 milyon Euro istediler” 
Ellerinde silah görmediğini söyleyen Zehra Sarar, “Ben silah görmedim, ama ellerinde kama gibi bir şey vardı. Ben çok sıktı dedim kelepçeyi kesti onunla yeniden bağladı” ifade ederken, Cemalettin Sarar ise çalınan para ve ziynet eşyalarından bahsederek, “1 milyon Euro istediler, Euro diyor, dolar diyor. Hepsi fabrikada dedim. Kasada ne varsa al git dedik. Kasada vardı dolarımız Euro’muz. Ben de bilmiyorum Zehra hanımın ne kadarı olduğunu. Zehra hanımın ziynetleri vardı. Onların hepsini alıp gittiler. İki ay çalıştılar karı koca çalıştılar. Bizim bağ evinde çalışıyorlardı. Hizmet ediyorlardı” açıklamalarında bulundu. 

“Ben de onları yüzükoyun yatırıp tekmeleyeceğim” 
Süleyman Demirel’in hediye ettiği altın saatlerin de çalındığını aktaran Zehra Sarar, “Ne kamera var ne alarm var, ne bekçi var. İki tane kapıda bekçi var, biz de güvendeyiz diye oturuyoruz. Elini kolunu sallayarak girmişler. Demirel’in altın saatleri vardı hediye ettikleri bir tanesi Cemalettin’in bir tanesi benim. Gerdanlık vardı. Bir an evvel karşıma gelmelerini istiyorum. Ben de onları yüzü koyun yatırıp tekmeleyeceğim. Emniyet müdürümüze de söyledim. Eve de son derece korumalı bir güvenlik sistemi yaptıracağız” diye konuştu. 

“Direk kasanın olduğu odaya giriyor” 
Soyguncuların direkt kasanın olduğu odaya gittiklerini söyleyen Cemalettin Sarar, şu ifadelere yer vererek konuşmasını sonlandırdı: 
“Hakkımızda hayırlısı. Allah bizi korudu. Yalnız ben karşı gelmedim, eşim karşı geldi. Onu darp ettiler. Benim de üstüme çıktılar, çiğnediler. Yatak odasına girmiyor. Direk kasanın olduğu odaya giriyor. İki tane kol saatim var. Pahalı saatler, 40 bin 50 bin dolarlık saatlerimi hiç ellemiyor. İkisi de duruyor. Hanımınkileri de alıp gidiyorlar. Çekmecede kasada ne varsa alıp gidiyorlar” 
Basın açıklamasının ardından olayın yaşandığı evin önünde basın mensuplarına fotoğraf ve görüntü veren Sarar çifti, yanlarında olan herkese teşekkür etti. 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.