Gündem

15 Temmuz’u Unutmadık, Unutturmayacağız

En uzun geceydi… Sabah olmuyordu. Gözlerde derin bir hüzün, kalplerde “neler oluyor” sorusu…

İnsanlar evlerinden çıkarken, yakınlarıyla vedalaşıyor, helalleşiyordu. Gelin birlikte tarihin tozlu

raflarına kazınan, insanlığın unutamayacağı ama bazı çevrelerin yaşanmamış saymaya çalıştığı 15

Temmuz gecesine gidelim.

Şahsım, 112 çalışanı olmam hasebiyle, o gece Ankara’ya acil koduyla civar illerden takviye

ambulanslar çağrıldığında, “Genelkurmay önünde askerle polis çatışacak” cümlelerini duymak,

unutulmayacak bir dönemin başladığının habercisiydi.

O kara gecede çok geçmeden, gözü dönmüş demokrasi cellatları kadın, çocuk, yaşlı demeden halkın

üzerine kurşun yağdırıyordu. Yıllarca saygı duyduğumuz üniformalı askerlerin, kendi vatandaşına,

kendi polisine acımadan ateş açtığına şahit olduk.

Sağlık çalışanları, o gece evinde olanlar bile, kendi iradesiyle “Devletimin yanındayım” diyerek iş

yerlerine koştu. Mermi ve bomba yağmuruna rağmen, canını hiçe sayarak, bir dakika bile tereddüt

etmeden vatanının, milletinin yanında yer aldı. Ölüm korkusu değil, yalnızca sorumluluk ve aidiyet

duygusu vardı.

Kara gece uzundu. Sanki sabah hiç olmayacak gibiydi. Ancak millet sokağa dökülmüş, hain darbe

girişimine “dur” demişti. Dış güçlerin hevesleri kursağında kaldı. Aziz milletimizin kahramanlığıyla bu

alçakça girişim bozguna uğratıldı.

Bizler, Sağlık-Sen ailesi olarak, darbenin ilk dakikalarında üyelerimizi meydanlara davet ettik. Valilik

meydanında kurduğumuz demokrasi çadırı ile yalnızca üyelerimize değil, tüm sivil toplum

kuruluşlarına örnek olduk. 26 gün boyunca meydanları terk etmedik. Sahada gösterdiğimiz

kahramanlıkla adımız “Sağlık Kahramanları” oldu.

15 Temmuz gecesinin en büyük tanığı, hiç şüphesiz ki Sağlık Kahramanlarıdır. Kurşunların altında

yaralı vatandaşlara canı pahasına müdahale eden, ambulanslarla ölümle yarışan, hastanelerde

şehitlerimizi kucağında taşıyan sağlık emekçileri bu milletin onurudur.

O gün nasıl cesur isek, bugün de aynı bilinçle teyakkuz halindeyiz. 15 Temmuz’da kanımızla

kurtardığımız emanetimizi, yani devletimizi, milletimizi, geleceğimizi sinsice kurulan oyunlarla

kaybetmemize asla izin vermeyeceğiz. Yeni tuzaklara karşı uyanık, kararlı ve birlik içinde olacağız.

15 Temmuz herkes için ders olmalıdır. Ne yazık ki aradan geçen yıllara rağmen birçok kamu

kurumunda değişmeyen yapılar, hâlâ bazı idarecilerin çıkar odaklı hareket etmesine, liyakatin göz ardı

edilmesine neden olmaktadır. Unutulmamalıdır ki devletin temeli adalet, yönetimin temeli ise

liyakattir. Bu anlayıştan uzaklaşan her yapı, geçmişte yaşanan acılara zemin hazırlamaktadır.

15 TEMMUZ’U UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ.

O gece nasıl milletimizin ve devletimizin yanında durup ölümü göze aldıysak, bugün de biyolojik savaş

örneği olan COVID-19 sürecinde aynı özveriyi gösterdik. Ancak nasıl ki 15 Temmuz’un ardından

unutulanlar arasında yer aldıysak, pandemi süreci geçince de yine unutulan Sağlık Kahramanları

olduk.

Siyasi irade, 15 Temmuz’dan ders çıkarmalı; hatalardan arınarak, devleti ve milleti önceleyen, ahlak

ve liyakat temelli sağlam yapılar inşa etmelidir. İcazeti dışarıdan alan zihniyetlere, tek adamcılığa,

koltuk hırsına teslim edilen sistemlere asla izin verilmemelidir.

15 Temmuz’u bizler unutmadık ama görünen o ki, bazıları unuttu. O gece kimlerin milletin yanında,

kimlerin sokakta, kimlerin ise “bu kez gittiler” sevinciyle izlediği artık netleşmiştir.

Makam hırsı, ego ve siyasi güç gözleri kör etmiş; doğruyla yanlışı ayıramaz hale getirmiştir. Rabbim,

bu millete bir daha o karanlık günleri yaşatmasın.

Bu vesileyle, 15 Temmuz şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyor; onları şükran

ve minnetle anıyoruz.