Devam edelim. Bakanlar Kurulunun kararından sonra. Çevre Şehircilik Bakanlığı 29 Mayıs 2013 tarinde 2683 sayısı ile büyükşehir belediyesine yazı yazıyor. Yazı ile ilan edilen riskli alanda Eskişehir Büyükşehir yetkilendiriliyor. Sadece onama yetkisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda kalıyor. Üstüne de belediyenin hazırlayacağı plan ve proje için 2.000.000 (İki milyon) lira hibe veriyor.
Devam edelim Danıştay 14.Dairesinin karşı itiraz hakkı olmadan yürütmeyi durdurma kararı sonrası, Danıştay 6.Dairesi 9 Mayıs 2019 tarihinde 2019/3972 sayılı kararla ‘riskli alan’ ilan edilen Bakanlar Kurulu kararını iptal ediyor. İptal için gerekçeli kararda neler yazıyor; Lütfen dikkat buyurun! ‘İyi ki susmamış' basında okuyamayacaksınız. Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan riskli alan teklif dosyasında yer alan teknik raporun, dava konusu alanın zemin yapısı veya üzerinde yapılaşma sebebi ile can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayacak nitelikte olmadığı, dava konusu alanın riskli alan ilan edilebilmesi için 6306 Sayılı Kanun ve uygulama yönetmeliğinin öngördüğü koşulların detaylı bir teknik raporla oluşturulmadığı gerekçesi ile riskli alanın ilan edildiği Bakanlar Kurulu kararı iptal ediliyor. İşin hukuk ve teknik dil olmadan anlaşılır Türkçesi: ‘Riski alan’ bölgesi için yapılan saha çalışması yetersiz. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin riskli alan dediği bölge için hazırladığı raporun içi boş. Peki niye boş? O zaman o bölge niye riskli alan ilan edilmesi için zorlanıyor?Enteresan. Büyükşehir Belediyesi 6306 Sayılı Kanunla hak sahipleri ile uzlaşması gerekirken, uzlaşmayı 4 yıl boyunca sağlayamıyor. Tamamen Eskişehir Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlatılan Porsuk 1 ve Porsuk 2 projelerini teknik adam olmadığımız için, teknik adamlara danıştık. Aldığımız cevabı sizlerin takdirine sunalım: “Bizce Porsuk 1 ve 2 projeleri Porsuk Çayı kıyısındaki düşük yoğunluk ve kısıtlı alanı düzenlemek için planlanmış, yetkisi olmasına rağmen riskli alan içerisinde kalan yapılaşma yoğun olduğu yerler gözardı edilmiş' Bu eğer iddia edildiği gibiyse fecaat. Riskli alan mağdurlarının kurmuş olduğu dernek ve mağdurların 4 yıl boyunca niye bağırdığı ama 'İyi ki susmamış' basında sesini niye duyuramadığını şimdi daha iyi anlıyoruz. Depremle mücadele adına ‘riskli alan’ ilan edilen bölge ile alakalı Eskişehir'e anlatılanlarla gerçekler farklıymış. Yıllarca Yılmaz Hoca’nın ‘engelleniyorum’ tezinin de çöktüğü anlıyoruz. Aklımıza gelen deli sorular var. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin riskli alanla ilgili Eskişehir'de oluşturduğu algı şöyleydi: "Riskli alan kararını AKP hükümeti aldı, biz kucağımızda bulduk" Öğreniyoruz ki bölgenin riskli alan ilan edilmesi teklif ve talebini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan isteyen Eskişehir Büyükşehir Belediyesiymiş. Engellendiğini iddia eden Yılmaz Hoca'ya karşı Ak Parti'de ‘al’ demiş, ‘istediğin kararı, istediğin plan ve projeyi uygula. Sana proje için 2.000.000 TL’ Sonuç tamamen Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı plan uygulamaları ve projelerden sonra mağdurların hak arayışı sonrası açtığı davada, mağduriyetin nedeni olan Büyükşehir Belediyesi kendisini inkar ederek, projesine dahi sahip çıkmayarak müdahil dahi olmuyor. Peki proje hazırlanması için bakanlık tarafından Büyükşehir Belediyesi’ne hibe edilen 2.000.000 TL çöpe mi gitti?Herhalde Sayıştay peşine düşer diye düşünüyorum. Riskli alan ilan edilen 2013 tarihinden sonra anlıyoruz ki bize enforme edilen her şey algıymış. Ak Partililer susmuş, ‘niye sustunuz’ diyoruz. Diyorlar ki: ‘biz susmadık, bir bölgenin riskli alan olarak ilan edilmesi için Bakanlar Kurulu kararı lazım. İtiraz etsek Yılmaz Hoca depreme karşı insan canı ile oynuyorlar beni engelliyorlar diyecek. Biz de Büyükşehir Belediyesinin Riskli alanla ilgi teklif ve talebinin onaylanması sağladık. Yılmaz Hoca’nın Büyükşehir Belediyesinin hazırladığı plan ve projeye de müdahil olma yetkimiz yoktu.’
Velev ki dedikleri doğru; Ak Partililere o zaman şu soruyu sorduk: 'Yılmaz Hoca ‘Afet Riskli Alan’ kararını Ankara aldı' dedikçe siz: “Kararı kanunen Ankara almak zorunda fakat bu kararın alınmasını Büyükşehir Belediyesi istiyor" demediniz deyince cevabları: “Söyledik, çok söyledik. Yazan, duyan olmadı” dediler. Büyükşehir Belediyesinden maaş alan köşe yazarının söylediği: ‘İyi ki susmayan’ yerel basın Eskişehir'de belediyeleri ve başkanlarını eleştiremez, onların aleyhinde hiç birşey ya-za-maz! Eskişehir'de belediyeleri eleştiren kimse, onun için gereğini yaparlar. ‘Afet Riskli Alan’a Eskişehir'de siyasilerden 1 kişi itiraz etti o da Demokrat Parti’nin İl Başkanı olan Hüseyin Özcan. Belgeleri ile ‘Afet Riskli Alanı’ isteyenin Büyükşehir Belediyesi olduğunu ilk kez ifade eden ve mağdurların hakkını savunan tek kişidir. “İyi ki susmamış yerel basın" Hüseyin Özcan'ın bir belediye memuru ile davalık olduğu davada, tek bir yerden çıkan hepsi aynı metinle linç etmeye kalktılar. Hüseyin Özcan'ın mahkemelik olduğu Basından Sorumlu Belediye Memuru ile akşam yemek sofralarında dostluklarını pekiştiren köşe yazarı dostluk sofrasının sabahında, yemek yediği belediye memuru ve Hüseyin Özcan'ın mahkemelik olduğu konu hakkında köşesinde Hüseyin Özcan'a çaktı resmen. Anlayın hiçbirşey ya-za-maz-lar.
Eskişehir'de 2 üniversitesi by-pass edilen, ‘Afet Riskli Alan’la alakalı tek bir çalıştay yapılmadan, hak ve yapı sahiplerinin çoğu ile anlaşılmadan, İstanbul'a hazırlatılan plan ve proje ile iddia edilen "Porsuk 1 ve 2 projeleri Porsuk Çayı kıyısındaki düşük yoğunluk ve kısıtlı alanı düzenlemek için planlanmış, yetkisi olmasına rağmen riskli alan içerisinde kalan yapılaşma yoğun olduğu yerler gözardı edilmiş” görüşüne bir cevab alabiliriz diye umuyorum.