Farklı Düşünmek

Şairim Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası Ayak seslerinden tanırım Ne zaman bir köy türküsü duysam Şairliğimden utanırım  BEDRİ RAHMİ EYUBOĞLU ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

İYİ DE NİYE OLMASIN? Gelin biraz farklı düşünelim. Farketmez diyenler olabilir elbette… Çünkü bazıları rutini sever. Çünkü ta ezelden beri öyledir, öyle gelmiştir. O, o yolu izlerse sonuçta iyi kötü nemalanma olayı var sonuçta. Ya farklı düşünürse ya değişik bir yol izlerse? İşte o zaman kötü… Toplumsallığı savunan bazılarının, şahsi kanaatimce aslında bireysel kaygılarının çok daha yoğun olduğu düşüncesindeyim… ‘Nedenini de bari!’ diye yazınca bile ‘niye şu nedenden dolayı demiyorsun’a kadar vardırıyorlar işi… Desinler tabii. Yazmak, çizmek elbette üretmek anlamında çok olumlu bir eylem… Amenna! Onda bir şüphe yok. Ama bu eğer sizi taaaa yukarılarda göstermek anlamını içeriyorsa orada yeşil ışıktan taa önce(!) sarı ışıkta biraz duralım. Toplumsallığı savunuyorsun. Yani insanları… Ama onlardan uzaktasın arkadaş. Kabul ediyorum yalnızlık güzel bir şey üretmek için ama o kadar yalnız kaldın ki; artık yazıp çizdiklerin yalnızlığı taçlandırdı. Yalnızlık bir tabu artık senin için… İyi de bu bireysellik… Toplumsallık nerede kaldı. Gecikti. Ne yapayım? Kimse beni anlamıyor?sorularının yanıtı belki de burada… Belki de senin onların içlerinde olmayışın mı? İçlerinde olamayınca, elbette içlerinde de (yürekte) olamıyorsun, işlerinde de olamıyorsun ki seni anlamaları işlerine gelmiyor. Senin de işine gelmiyor. Çünkü onlar okumuyorlar… Ne işin var onlarla olayı senin de işine geliyor. Bu yazı gibi… Biliyorum, okumuyorlar. Ya okurlarsa ya da okuyorlarsa da bizim haberimiz olmuyorsa gibi, bir sürü delice sorular beyninde fing atıyorsa bak bu iyi işte. Yukarıda yazdım. Sana bu iş yukarıda havası veriyorsa seni anlamaları, okumaları çok zor. Yukarıda olunca ‘aganediysen’ oluyorsun ya da aganedemiysen. Yok kültürü, red değil kastım. Senin okumuyor dediğin insanlar, yıllarca köylerinde, arife tarif gerekmez, saatli maarif takviminin arkasını okudular mecburen, mecburen, mecburiyetten… Çünkü o yıllarda köylere gazete giriyorsa da okuyanların iç ceplerinde kalıyordu. Cahilliğe methiye düzülür mü? Elbette hayır. İyi de niye sormazlar, niye cahil kaldı bu insanlar? Can  alıcı nokta bu işte… Kolay ve çoğunun işine gelir tekdüze yanıtı belli. Okusaydılar, onu da ben düşünecektim! Sen o imkanı bulmuşsun o kadar. O bulamamış. O köyde üretmiş sadece, sense tüketmişsin onları ve onların ürettiklerini ki yaşıyorsun. Küçümsediğin o insanlar aslında belki de yüz katlı apartmandan bakış atıyorlar sana. Farkında mısın?

Toplumsallığı savunuyorsan düşüneceksin bunu. Yalnız yalnızlığı tabu haline getirip köşene çekileceksen, o da senin bileceğin iş…

İşte o zaman toplumsallık resmen bireysellik oluyor. Bana göre öyle. İçlerine karışmam diyorsun. Onlar da karışmaz zaten… Herkes işinde gücünde.

Bir ara Yenikent’de Bekir’in kahveye gel ya da Ati’nin, hasbıhal edelim. Hem senin için değişiklik olur hem de benim için… Yeter ki maskemizi atalım yüzümüzden. Tamam mesafeyi de koruyalım ki sen buna yukarıda olduğun için çok dikkat edersin. Bulaşmayalım birbirimize. Temiz temiz bir muhabbet olsun. Kirden uzak. Haa bunlar betimleme sadece…

Yoksa Covid olayı var. Maske, mesafe, temizlik kuralına da uyalım tabii… Uyaralım da elbette. Türkçe açıklaması şu: Okumak, yazmak, çizmek insanlardan uzaklaşmak değil, tam tersi yakınlaşmak olmalı… Onları onlarla paylaşmalı. Hiç bir saygı duymuyorsan bile şöyle düşün. Onlar olmasa sen yazamayacak, çizemeyecek ve bu yazıyı da okuyamayacaktın.

İyi ki okumuşsun. İyi ki okumuşuz. Umarım çok insan okur da o çok zor iş… Çoğu işinde gücünde.

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Bedri Rahmi’nin şiirinin tamamı…

Türküler Dolusu… Kirazın derisinin altında kiraz Narın içinde nar Benim yüreğimde boylu boyunca Memleketim var Canıma ciğerime dek işlemiş Canıma ciğerime Sapına kadar Elma dalından uzağa düşmez Ne yana gitsem nafile Memleketin hali gözümden gitmez Binbir yerimden bağlanmışım Bundan ötesine aklım ermez.  Yerliyim yerli olmasına ilmik ilmik, damar damar Yerliyim. Bir dilim Trabzon peyniri Bir avuç tiftik Bir çimdik çavdar Bir tutam şile bezi gibi Dişimden tırnağıma kadar Ressamım. Yurdumun taşından toprağından şurup gelir nakışlarım Taşıma toprağıma toz konduranın Alnını karışlarım Şairim şair olmasına Canım kurban şiirin gerçeğine hasına içerisine insan kokusu sinmiş mısralara vurgunum Bıçak gibi kemiğe dayansın yeter Eğri büğrü, kör topal kabulum Şairim Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası Ayak seslerinden tanırım Ne zaman bir köy türküsü duysam Şairliğimden utanırım Şairim Şiirin gerçeğini köy türkülerimizde bulmuşum Türkülerle yunmuş yıkanmış dilim Onlarla ağlamış, onlarla gülmüşü Hey hey, yine de hey hey Salınsın türküler bir uçtan bir uca Evelallah hepsinde varım Onlar kadar sahici Onlar kadar gerçek insancasına, erkekçesine 'Bana bir bardak su' dercesine Bir türkü söylemeden gidersem yanarım.  Ah bu türküler Türkülerimiz Ana sütü gibi candan Ana sütü gibi temiz Türkülerde tüter dağ dağ, yayla yayla Köyümüz, köylümüz, memleketimiz. Ah bu türküler, Köy türküleri Dilimizin tuzu biberi Memleket ahvalini onlardan sor Kitaplarda değil, türkülerde ara Yemen'i Öleni, kalanı, gidip gelmeyeni... Ben türkülerden aldım haberi.  Ah bu türküler, köy türküleri Mis gibi insan kokar, mis gibi toprak Hilesiz hurdasız, çırılçıplak Dişisi dişi, erkeği erkek Kaşı kaş, gözü göz, yarası yara Bıçağı bıçak . Ah bu türküler köy türküleri Karanlık kuyularda açılmış çiçekler gibi Kiminin reyhasından geçilmez Kimi zehir, kimi zemberek gibi.  Ah bu türküler, köy türküleri Olgun bir karpuz gibi yarırılır içim Kan damlar ucundan, murekkep değil işte söz, işte ses, işte biçim: 'Uzun kavak gıcım gıcım gıcılar' iliklerine kadar işlemiş sızı Artık iflah olmaz kavak ağacı Bu türkünün yüreğinde sancı var.  Ah bu türküler, köy türküleri Ne düzeni belli, ne yazanı Altlarında imza yok ama içlerinde yürek var Cennet misali sevişen Cehennemler gibi dövüşen Bir çocuk gibi gülüp Mağaralar gibi inleyen Nasıl unutur nasıl Ömrunde bir kez olsun Halk türküsü dinleyen...  BEDRİ RAHMİ EYUBOĞLU