Müjdeler Olsun!

PARA politikaları karar değişiklikleri piyasalarda güvensizlik yaratıyor. Mutasyon buralara da uğramış anlaşılan.. Baksanıza, yerli sermaye yurt dışında 300milyar dolarlık yatırım yapmış.. Neden ülkemizde yapmamış? Burası çok önemli.. Nokta... Aradan 20 yıl geçmiş.. Enflasyonla mücadelede başarısız kalmış, hiçbir dönemde enflasyonu tutturamamış. Ama dar gelirliler bunun altında ezilmiş de ezilmiş. Şimdi de, merkez bankasının bünyesinde enflasyonla mücadele etmek için  “gıda ve tarımsal ürün piyasaları analiz müdürlüğü” kurulmuş. Günaydın. Tarlada bir lira. Markette 7 lira. Pazarda 5 lira. Gel de çık işin içinden! Sözde makroekonomi okuduk. Attım hepsini çöp sepetine. Nasıl olsa bir işe yaramıyorlar. Eğer ülkede sırf dünya şampiyonu oldu diye birileri milletvekili, sonrasında banka yönetim kurulu üyeliği yapılıyorsa ve bu durum mütedeyyinler tarafından savunuluyorsa burada liyakat çökmüş demektir. Diploma sahtekarlığından bahsetmiyorum bile... İnşallah bu kafayla gıda”daki fiyat artışının nedenlerini bulurlar! Ekonomide daralma, mutfakta yangın var. İşsizlik her geçen gün çığ gibi büyüyor. Umutlar her geçen gün azalıyor. Araştırmalarda birinci çıkan hayat pahalılığı ve işsizlik... Bunun en somut örneği ise, kaybedilen büyükşehirler. İktidar bu durumu içine sindirebilmiş değil.. Aslında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin neden kaybettiklerinin nedenlerini ortaya koyan sosyolojik araştırma yapması gerekirdi. Yapamadı. Kaybedilmeyenler büyükşehirler ise, bıçak sırtında kazanıldı. AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın bunları görmemesi söz konusu olamaz elbette. 1994 yılında İstanbul’un adayı olan Erdoğan ve Milli Görüş’e inanmış dava insanları vardı. Keza ancak % 25 gibi bir oyla alındı. 2002’deki Sayın Erdoğan ve dava arkadaşları sürekli sahadaydı. Şimdi prompterin başında. Aradaki fark bu! O zaman ADALET VE KALKINMA PARTİSİ vardı.. Şimdi AKP’liler var. Aradaki fark bu! O zaman davaya inanan mücahitler vardı. Simitlerini, çaylarını paylaşıyorlardı. Şimdi mücahitlerin yerini müteahhitler almış.. Aradaki fark bu! O zaman Recep Tayyip Erdoğan “UMUT” idi. Fakiri, fukarası, esnafı, işçisi, memuru, garibi gözlerini umuda dikmişti. Şimdi işçi işsiz. Gençler işsiz. Üniversiteyi bitiren işsiz. Yüksek lisans yapan işsiz. Doktorasını yapan işsiz. Madende çalışan göçük altında kalma pahasına, umutlarını yitirmiş durumda. Tarlasını eken umutsuz. Emekli keza öyle. İş adamları hörgüçten yiyor. AK Parti’nin bir avuç mutlu azınlığı bu gidişten memnun. Bilmem anlatabiliyor muyum? Ey yüce Necip Türk milleti!