Tehlikeli Sessizlik: YPG’nin 10 Mart Mutabakatı’nı Askıya Alması Ne Anlama Geliyor?…

Sahadaki sessizlik çoğu zaman en tehlikeli dönemdir.
YPG’nin 10 Mart mutabakatı kapsamındaki yükümlülüklerini sistematik biçimde askıya alması da tam olarak bu türden bir sessizliğe işaret ediyor. Bu, sadece bir “gecikme” değil; stratejik bir hazırlığın, daha doğrusu arkası dolu bir güven duygusunun sonucudur.

Bu tablo açık bir istihbarat okuması gerektiriyor.
Çünkü YPG’nin hem saha yapılanmasında hem de lojistik hatlarında son haftalarda artan hareketlilik gözleniyor. Mutabakatla taahhüt ettiği bölgesel çekilmeyi gerçekleştirmemesi, bazı bölgelerde ise kadro takviyesine gitmesi, klasik “zamana oynama” taktiğinin ötesinde bir planlamaya işaret ediyor.

Bu tür davranışlar genellikle iki anlama gelir:
Ya örgüt, yakın dönemde bir pazarlık masasına daha güçlü oturmak istiyordur,
ya da sırtını dayadığı aktörlerden, “devam et, arkandayız” mesajı almıştır.
Mevcut veriler ikinci ihtimali güçlendiriyor.

10 Mart Mutabakatı, bölgedeki güç dengelerini yeniden inşa etmeyi amaçlayan bir çerçeveydi. Ancak bugün geldiğimiz noktada YPG, bu mutabakatı “bağlayıcı yükümlülük” değil, “taktik manevra alanı” olarak okumayı tercih ediyor. Bu da sahada yeni bir kırılmanın eşiğinde olduğumuzu gösteriyor.

Unutmayalım:
Bir örgüt, kendi taahhütlerini bu kadar rahat ihlal edebiliyorsa, diplomatik koruma kalkanı hazırdır.
Bu kalkanın kimler tarafından sağlandığı ise, sadece Ankara’nın değil, bölgedeki tüm istihbarat çevrelerinin radarında.

Önümüzdeki dönemde, özellikle kuzey hattında olağandışı bir hareketlilik, küçük ama provoke edici temaslar, yerel unsurlar üzerinden test saldırıları görülebilir. Bu tür “ön ataklar”, geniş çaplı bir senaryonun yoklamalarıdır.
Zamanlama dikkat çekici: yeni yıl öncesi sessizlik, çoğu zaman bahar aylarında başlayacak hareketliliğin habercisidir.

YPG’nin adım atmama tercihi, pasif bir duruş değil; aktif bir hazırlık halidir.
Bölgeye hâkim sessizlik, “fırtına öncesi durgunluk” değil, kontrollü bir bekleyiştir.
Bu bekleyişin ardında kimin iradesi olduğu, önümüzdeki haftalarda sahadaki olaylar üzerinden kendini gösterecek.

Ve o zaman, herkesin unuttuğu bir gerçek yeniden hatırlanacak:
Güvenlik mutabakatı, sahada değil, güç dengesiyle ayakta kalır.
YPG bunu çok iyi biliyor.
Ve belli ki, bir yerlerden “vakit geldi” diyen sesleri duymaya başlamış.