Vay anısına!
Ne de çok anısı varmış!
Anlat anlat sen.
Bitmiyor.
Dinliyor ben!
Gelen giden.
Bir yığın neden!
Önceden.
Şimdiden.
Devam et abi.
Sen,den,den!
....
Evren sanki bir canlının vücudu gibi.
Galakside gezegenler ve yıldızlar birer organizma sanki.
Galaksiyi ayakta tutan bakteriler belki de.
Zararlı mikroplar, zararsız mikropların savaşı mı?
Şu an canlı vücudlarıda DNA gibi çok önemli ilerleme oldu.
Hala da olacak.
Bir çok gökbilim fotoğraflarını göz gezdirdiğinizde gördüğünüz bir bilinmezlik.
Bir kaos.
İnsanın ilk doğum aşamalarına gidin.Bir sperm, milyonlarca spermi geride bırakıp bir karadelikten ilerliyor.
Giriş, gelişme devam ediyor.Sonuç bölümünde göbek bağı kalıyor sadece.Beslendiği organ.
Yumurtada öyle.
Kısaca her iki benzeşmede, çözülemeyen ama onbinlerce yıldır ( bize göre) süregelen bir yolculuk.
Daha da çözüldükçe iyice çözümsüzlüğe uzanan bir bilinmezlik.
Doğru.Saçma gelebilir.Ancak düşünsel olarak sonuçta bir öneri.
Uzayda ki canlıları merak ediyor ve sadece gezegenlerde oksijen arıyoruz.Evet bize gerekli.Ya uzaydaki başka canlılara?
Şoyle düşünün.Denizlerin binlerce metre derinliğinde volkanik bölgelerde siyanür ile yaşamını sürdüren canlılar var ve bunlar burada, dünyada.
Bu sorular sürer gider.
En azından beyin jimnastiği.
Elbette bu varsayımlar artarak devam edecek.
Devam et!
Ancak,ne olursa olsun varsayımlar üstüne varsayımlar katlanacak artacak.
Ama son bulamayacak!
Desene kimse gene bir şey bulamayacak!
Kaos kaos doğuracak biteviye.
Terazi lastik cimnastik.
Te raziiii ne ya bilim.
Nebiliiim?
...
Daltonlar! Abi aslında bu dardonlardır.
Bunlar gece uyurken,bu kez başkaları soyar bunları.Ne don ne gömlek.Hepsi gitmiş.Gece bi avluya dalıyorlar.
Yok daldon olayı değil.Çamaşır askısında ne varsa yürütüyorlar tabii ki.Tabii çizgi romanda ki gibi bi kasabaya dalıyorlar.Eee o zaman bol paça, İspanyol moda.
İyi de bunların yanında, üstünde Joe, Avarel , Jack ve William' ın giydiği donlar dar.
Kasabalılar bunlara bakıp " aaa dar donlar" deyince,al başına belayı! Zaten bela adamlar bu sefer bela dardonlar olmuş.
Yaaa böyle işte.Şimdi yaşasalardı, resmen köşeyi dönerdi bunlar.Gerçi şimdi adı dar pantalon oldu.O zaman pantalon demezlermiş!))) Burada Red Kit,rin tin tin ve atı Düldül' ün rolü ve repliği yok.Niye yok? Denmesin için yazdık.
Valla ben bunu yazanın yalancısıyım!)))
....
"Farkındalık bu "dedi."Farkında mısın? ""Neyin ? "Dedi."Hiiiiç" dedi diğeri.
Farkın mı var sanırsın?
Sen beni tanırsın, sen beni tanırsın.
Farketmez!
Diğeriyse "ne bu be?, fark fark fark.fark fark fark! Mide olayı bu.Gark!"
Bu farktan çok çektiler, çok çektiler.
Sonra felsefi olarak felselfi çektiler.Zamanın önem, mahiyetine ,ehemmiyetine uygun.
Bak falına ne diyor bugün yıldızın, uydun.
Desene yitirdik seni de
Sen de zamana uydun.
Sen de zamana uydun!
...
Canlı yayın yaşamlar.Öyle ki yakında değil anında değişik cep telefonları çıkabilir.Kimse neler oluyor? Bakmaz bile.Bilumum herkes , bilumum ekranlara bakabilir.
Olmaz olmaz deme.
Bu bir piyongo! piyongo!
Sana da çıkabilir !
Sonra sanal alemde deprem olabilir.
Milyonlarca duygu telef on olabilir!
Vay hatları.
Vay hatları.
Kırılgan vayyyy hatları!
Vay anam vay.
İyi de hepsi bak ne diyor?
" Hay,hay" "hay hay"
Hay!
..
"Satmışım anısını ben bu dünyanın "dedi.
İyi halt yedi.
Dedi.
Satamadı.Battı!
Sattı, battı, işi yattı.
Şimdi eski anılarla avunuyor.
Sözüm ona kendini savunuyor.
N' apsın?
Yaşıyormuş gibi yapıyor.
Yaşamak buysa eğer.
Anılarla yaşıyor.
İyi de zaman uçuyor kuş gibi.
Oysa o kendi dünyasında.
Kuş garibi.
Kuş garibi.
Kuş gari bi!
...
Vay anısına! Ne de çok anlatacakları varmış!
....
Çenezazesinde tüm harfler ve imla işaretleri oradaydı.
O öldü,ama biz sayesinde yaşıyoruz dediler.
O gün sessiz harfler bile dile geldi.
Diğer yabancı dillerse cenaze törenin de yazım şeklini çok beğendikleri için birer tarziye gönderdiler.
Onu hep birlikte koskoca bir ansiklopediye gömdüler.
Taş ucuna bi şey dikmediler.
Bazıları dua etti.
Bazılarıda tabiata katkısı nedeniyle doğa ettiler.
Çünkü o öyle istemişti. Harfler, bazen laf olsun , torba dolsun da yaptı dedi espri olarak, ama lafları havada yakalayıp bize dönüştürdü dediler.
Yabancı diller ise ne yapıp edip, evirip çevirip onu çevireceklerini ayan beyan ettiler, yazıya geçirdiler.
Hepsine göre bu bir çevrim teorisiydi.
O ölse bile adamın dirisiydi, sözcüklerde yaşayan ve kitaplarda her an kendine bir yer bulan.
...
NASSI YANİ OLEY CORKRAFİLK ESPRİ?
( Doğaçlama, tüküren hayvan,lama)
Yaşlı fil " bana bakın,ses çıkarmadığıma bakmayın ama.Biz bunu havadan kaparak profesör olmadık!"
Sonra sinirli bir şeklide" tamam anladık.Sosyal medyadasınız.Bazı kendini bilmezler.Tutuyor oraya Prof.fil yazıyor.Espri yaptığını sanıyor.O sadece profil ve tek bir fe harfi var.
Fiilen durum bu.Yok haberim yok.Yok biri falan filan demesin.Bu camiada tek Prof benim.Dolayısıyla bilfiil Prof.Fil benim cafiller!Gafiller!"
...
Ki
Üç yüz yıl sonra.( Bu ara biz çoktan te bana müsade demiş olacağız!)
"Abi müsaadenle çayı ben. Yapayım lütfen"
" Yorma kendini boşuna.Emret temizliği. Ben yapayım abi"
Ne bu be? Ben yapayım,ben edeyim.Yapayı,edeyi.Biz ne halt yiyeceğiz? Oldun bize tebelleş.Artık otur, tembelleş! tembelleş!
" Ama abi ben yapay zekayım.Senin zekan ne yazık ki yetmez bana!Ben yapay'ım diyorum iki saattir ben yapay'ım! Hâla anlamadın!Bak yapay ' ım derken üstte kesme işareti var! Tekrar diyorum.Yapay’ım, yapay!"
Yapay zeka sürdürdü lafını" beni yapan, programlayan bu insanlar.
Neyse iş başa düştü.Dur şunları bi programlayayım.Yoksa işin yoksa iki saat gel buna izah et!Çok cahil bu beyinler çok cahil! Adamın beynine taktılar hafıza kartıyla beni.Bundan bile haberi yok.Beyin var ama zekâ yok zeka.İyi ki ben varım"