 Başlangıç tamamen hamaset: 1950’lerin köy kahvesi siyaseti… Şehit ve gazilerimizden girdi, 30 Ağustos ve 2 Eylül’den çıktı. Zannederdiniz ki meclis özel oturum yapıyor. Dubalar dedi, ESKİ’nin yetersiz hizmet binasını anlattı, o da tamam. Fakat aradaki “güvenlikçi”yi anlamadık. Yangında hayatını kaybeden evlatlarımızın isimlerinin verilmesi konusuna da değindi; o da tamam ama yine tamamen hamaset. Başka? Bu kadar.
Oysa beklenen, gündemin en önemli maddesi olan imar değişikliklerine ilişkin somut veriler, kamuoyunu aydınlatacak açıklamalar, halkın anlayacağı bir dilde şeffaf bilgiler vermesiydi. Ama Ahmet Sivri, bu görevini yerine getirmek yerine klişelere sığındı.
Başlangıç tamamen hamaset: 1950’lerin köy kahvesi siyaseti… Şehit ve gazilerimizden girdi, 30 Ağustos ve 2 Eylül’den çıktı. Zannederdiniz ki meclis özel oturum yapıyor. Dubalar dedi, ESKİ’nin yetersiz hizmet binasını anlattı, o da tamam. Fakat aradaki “güvenlikçi”yi anlamadık. Yangında hayatını kaybeden evlatlarımızın isimlerinin verilmesi konusuna da değindi; o da tamam ama yine tamamen hamaset. Başka? Bu kadar.
Oysa beklenen, gündemin en önemli maddesi olan imar değişikliklerine ilişkin somut veriler, kamuoyunu aydınlatacak açıklamalar, halkın anlayacağı bir dilde şeffaf bilgiler vermesiydi. Ama Ahmet Sivri, bu görevini yerine getirmek yerine klişelere sığındı.
Belediye Meclis Müsameresi !
İskender Kalenderoğlu
                                
                                
                                
                                
                                1 Milyon nüfuslu Eskişehir’in yerel parlamentosu olarak kabul edebileceğimiz Büyükşehir Belediyesi Meclis oturumunu seyrederken çok uzak geçmişe, ilkokul günlerime döndüm.
Deneme tahtası eğitim sistemimizin son versiyonu olan 4+4+4’ün icat edilmediği yıllarda, İlkokullarda müsamereler yapılırdı. Bizim öğretmenimiz de Hayat Bilgisi dersinde TBMM’in nasıl çalıştığını anlatmak için bir arkadaşımızı Meclis Başkanı yapmış, bizleri de milletvekili ilan etmişti. Herkese kısa konuşma hakkı vermişti. Çocuk aklımızla bir an ülkeyi yönettiğimizi zannetmiştik.
Biz çocuktuk ve sadece müsamere yapıyorduk.  Halkın yönetimine ve demokrasiye karşı inancımızı kaybetmemek için siyaset kurumuna güven duymaya mecburuz. Fakat toplumun aynası olan siyaset kurumundaki aktörlere baktığımızda, acaba kendimizi çok mu abartıyoruz diye şüpheye düşüyorum. Ya siyasette kalibre gittikçe düşüyor ya da biz buyuz. Ne bir eksik, ne bir fazla.
Büyükşehir Belediye Başkanı, görüşülmesi için meclise 47 gündem maddesi sunuyor. Maddeler arasında cebimizi etkileyecek tarifeler ile en önemlisi imar değişiklikleri var. Divanda görevli meclis üyesi hızlı hızlı okuyor: bilmem kaç ada, kaç parselde bulunan imar değişiklikleri… 1/1000 ve 1/5000 planlarda yapılacak imar uygulamaları…
Sıradan insanların, yani halkın bu değişikliklerin içeriğini bilme imkânı yok. Oysa Meclis, yapılacak imar değişikliklerinin kamu menfaatine yönelik olduğu konusunda vatandaşları ikna etmek zorunda. Kitaba göre meclis üyelerinin en önemli görevi, yetki aldıkları halkın yani kamunun menfaatini korumaktır. Acaba tatbikatta öyle midir?
Canlı bir örnek… Yukarı Söğütönü’nde kişiye yönelik olduğu iddia edilen imar rantını Haber Ötesi ortaya çıkardı. Kişi yabancı değil: Eski Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen. Hocamız, kendi ismi öne çıkmasın diye eşi adına tarla vasıflı araziye kaçak yapı yaptırıyor. Eşi de bu işlem sebebiyle hapis cezası alıyor. Şimdi ise Yılmaz Hocanın kaçak yapı inşa ettiği tarla vasıflı araziler imara açılıyor.
Bu konunun Büyükşehir Meclisi gündemine gelmesini bekliyoruz.
Siyasi açıdan bakıldığında, belediyeyi yöneten CHP’nin eski başkanı için imar rantı oluşturulduğu iddia ediliyor. Beklenti nedir AK Partili meclis üyelerinin bu rantı meclise taşıması…
Nitekim AK Parti Meclis Üyeleri adına Grup Başkan Vekili Ahmet Sivri söz aldı. Elinde bir metin vardı; gözünü hiç ayırmadan okumaya başladı. Hiçbir hazırlık yapmamış veya metin kendisine ait değil ki, metin dışına çıktığında teklemeye başlıyor.
 Başlangıç tamamen hamaset: 1950’lerin köy kahvesi siyaseti… Şehit ve gazilerimizden girdi, 30 Ağustos ve 2 Eylül’den çıktı. Zannederdiniz ki meclis özel oturum yapıyor. Dubalar dedi, ESKİ’nin yetersiz hizmet binasını anlattı, o da tamam. Fakat aradaki “güvenlikçi”yi anlamadık. Yangında hayatını kaybeden evlatlarımızın isimlerinin verilmesi konusuna da değindi; o da tamam ama yine tamamen hamaset. Başka? Bu kadar.
Oysa beklenen, gündemin en önemli maddesi olan imar değişikliklerine ilişkin somut veriler, kamuoyunu aydınlatacak açıklamalar, halkın anlayacağı bir dilde şeffaf bilgiler vermesiydi. Ama Ahmet Sivri, bu görevini yerine getirmek yerine klişelere sığındı.
Başlangıç tamamen hamaset: 1950’lerin köy kahvesi siyaseti… Şehit ve gazilerimizden girdi, 30 Ağustos ve 2 Eylül’den çıktı. Zannederdiniz ki meclis özel oturum yapıyor. Dubalar dedi, ESKİ’nin yetersiz hizmet binasını anlattı, o da tamam. Fakat aradaki “güvenlikçi”yi anlamadık. Yangında hayatını kaybeden evlatlarımızın isimlerinin verilmesi konusuna da değindi; o da tamam ama yine tamamen hamaset. Başka? Bu kadar.
Oysa beklenen, gündemin en önemli maddesi olan imar değişikliklerine ilişkin somut veriler, kamuoyunu aydınlatacak açıklamalar, halkın anlayacağı bir dilde şeffaf bilgiler vermesiydi. Ama Ahmet Sivri, bu görevini yerine getirmek yerine klişelere sığındı.
                            
                         Başlangıç tamamen hamaset: 1950’lerin köy kahvesi siyaseti… Şehit ve gazilerimizden girdi, 30 Ağustos ve 2 Eylül’den çıktı. Zannederdiniz ki meclis özel oturum yapıyor. Dubalar dedi, ESKİ’nin yetersiz hizmet binasını anlattı, o da tamam. Fakat aradaki “güvenlikçi”yi anlamadık. Yangında hayatını kaybeden evlatlarımızın isimlerinin verilmesi konusuna da değindi; o da tamam ama yine tamamen hamaset. Başka? Bu kadar.
Oysa beklenen, gündemin en önemli maddesi olan imar değişikliklerine ilişkin somut veriler, kamuoyunu aydınlatacak açıklamalar, halkın anlayacağı bir dilde şeffaf bilgiler vermesiydi. Ama Ahmet Sivri, bu görevini yerine getirmek yerine klişelere sığındı.
Başlangıç tamamen hamaset: 1950’lerin köy kahvesi siyaseti… Şehit ve gazilerimizden girdi, 30 Ağustos ve 2 Eylül’den çıktı. Zannederdiniz ki meclis özel oturum yapıyor. Dubalar dedi, ESKİ’nin yetersiz hizmet binasını anlattı, o da tamam. Fakat aradaki “güvenlikçi”yi anlamadık. Yangında hayatını kaybeden evlatlarımızın isimlerinin verilmesi konusuna da değindi; o da tamam ama yine tamamen hamaset. Başka? Bu kadar.
Oysa beklenen, gündemin en önemli maddesi olan imar değişikliklerine ilişkin somut veriler, kamuoyunu aydınlatacak açıklamalar, halkın anlayacağı bir dilde şeffaf bilgiler vermesiydi. Ama Ahmet Sivri, bu görevini yerine getirmek yerine klişelere sığındı.
Yorumlar 
            
        Trend Haberler
 
        
                Yazlık valilik konutunu satıp okul yaptıran Vali Aksoy’a teşekkür ziyareti
            
         
        
                Yabancı uyruklu kız çocuğunu taciz eden muavin adliyede
            
         
        
                Aktardan mevsim geçişi tavsiyeleri
            
         
        
                Beylikova Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nden hayvancılığa destek
            
         
        
                Polisten kaçan ve aracından uyuşturucu çıkan sürücüye 40 bin TL ceza kesildi
            
         
        
                Yabancı uyruklu kız çocuğunu taciz eden muavin tutuklandı
            
         
             
             
             
             
             
            